.

Kalecik ve civarı ilk defa M.Ö. 3500-4000 yıllarında yani geç kalkolitik devrinde iskan edilmiştir. Kalecik ve civarının Hititler tarafından iskan olarak kullanıldığı son yapılan Tüney köyü civarındaki ‘inandık’ kazıları iyice ispatlamıştır. M.Ö. 4000 yıllarında Firigyalılarında kalecik civarında oturduğu tarihi eserlerden anlaşılmıştır.

Romalılar devrinde Bursa Tekfuru tarafından Kalecik kalesi kızına  çeyiz olarak yaptırılmıştır. Evliya Çelebinin seyahatnamesinde bahsedilmektedir. Bu dönemlerde Kalecik kalenin etrafına serpilmiş küçük bir kasaba olması nedeniyle kale kelimesinin sonuna ‘cik’ getirilerek küçük anlamına gelen Kalecik ismini almıştır.

Ayrıca Hititlerden, Galatlardan ve Romalılardan beri küçük bir yerleşim merkezi olan ve XI. Yüzyıl sonlarında Türklerin egemenliğine geçmiştir.(Seyit Battal Gazi)

Şehir içerisinde ve bazı köylerinde bulunan Aslan heykelleri,küp ve çömlekler,antik kalıntılar bugün hala varlıklarını korumaktadırlar.

Bugün ayakta duran Türk ve İslam yapıları kronolojik sıraya göre;Çandır hanı, Kızılırmak köprüsü, Çarşı Camii, Şehsuvar Camii, Kazancıbaba türbesi, Eski hamam, Çarşı hamamı, Devranların Konağı ve bazı evler, Hamdi Camii, Tabakhane Camii, Hükümet binası, Askerlik şubesi ve orta çarşıdaki bina gibi tarihi ve turistik eserleri bulunmaktadır. İlçemiz tarihi yönden çok zengin bir ilçedir. Gezilmeye görülmeye uygun yerlerimiz çoktur.

Kalecik başkente bağlı 65 km Ankara’nın kuzey doğusunda Ankara-Çankırı karayolunun 5 km güneyindedir.


 

Kalecik’in 3km güneyinden Kızılırmak ve onunla aynı paralelde ilerleyen Ankara/Çankırı/Zonguldak demiryolu geçer. Güneye doğru giden Kalecik/Kırıkkale yolunun 2.km sinde Tren istasyonuna dönülür. Kırıkkale’yi Çankırı’ya bağlayan yeni karayolu 1997 yılında hizmete açılmıştır. Kalecik’in doğusundan hemen içerisinden geçer.

Batısındaki İdris Dağı 1992m yüksekliktedir. Kalecik 725 rakımı ile çevresine göre oldukça çukurda kalmıştır. Bu yüzden Küçük Mısır ve Küçük Adana’da denilir. Kalecik’in 10km uzağında baykuş boğazının yüksekliği 1140 metredir.

Kalecik’e bağlı 50 pare köyü ile 25000 ne yakın nüfusuyla yüzölçümü 1318 kilometrekaredir. Halkımız tarım,hayvancılık ve ticaretle uğraşmaktadır. Fabrika gibi üretim ve işyerleri olmayan az gelişmiş tipik özelliğini kaybetmeyen orta Anadolu kasabasıdır.  

Kalenin etrafında kurulmuş olan şehir ve çevresinde çeşitli uzaklıklarda kalecik halkı ve başkentten çevreden gelen vatandaşlarımız tarafından yaz aylarında mesire yeri olarak kullanılan incirlik, şehir önü, keçidere, eküren, emenağaç, alantaran, merdivenkaya, uludere, koçak, koramaz, ebre ve boyalca bahçeleri bulunmaktadır. Bu bahçelerin vatandaşlarımıza turistik tesisler yapılarak hizmete sunulacaktır. Bu bahçelerde ‘Kalecik Ayvası’ yurdumuzda ün yapmıştır. Ayrıca armudu, dudu, kavunu, karpuzu bulunmaktadır.

Dünyaca ünlü 3 kez Fransa’da yapılan yarışmada birincilik alan sanayi ve ihraç ürünü olan Kalecik Karası üzümlerimizi tanıtmak için yurt içinde ve yurt dışında ‘Kalecik Karası Festivali’ yapacağız. Bu konuda ulusal televizyon, radyo, ve yerel televizyonlarımızında gerekli tanıtım desteği bekliyorum. Son yıllarda adı ile ünlü olan üründe ‘Kalecik Armudu’ dur.  Yurdumuzun her yöresinde tanınmaktadır. Kalecik Ekmeği ve kasnak böreği yöremizde meşhurdur. Kalecik’e has sarmalık dolmalar bamya yemekleri, çorbalar, çemen yemeği, güveç, tatlılar sütlüler vs yemeklerimizde bulunmaktadır. Dışarıdan gelen vatandaşlarımıza ikram edilmektedir.

Cumhuriyet döneminde kalecik halkı tarafından T.H.K na 2 adet uçak hediye edilmiştir. Atatürk ilk defa 23 Ağustos 1925 tarihinde Şapkayı Kalecik’de giymiştir. Türkiye’de 8 inci Ziraat Bankası Kalecik’de açılmıştır.

Kalecik ilçemizin gelişimini tarım, hayvancılık ve turizmle geliştireceğiz. El değmemiş bakir alanlarımızı dünyaca ünlü sanayi ve ihraç ürünü olan Kalecik Karası üzümleriyle donatacağız. İlçemizi yurt içinde ve yurt dışında tanıtacağız.